Star Trek: First Contact
Uzay Yolu: İlk Temas
Ses Sorunu
×
Android Cihazlarda Ses Sorunu Çözümü
1Dizinin Konuşma sesleri gelmiyor sadece müzik sesleri geliyor ise, cızırtı vb. sorun yaşıyorsanız. Uygulama marketinden Firefox isimli uygulamayı indirip sitemize o uyguluma ile giriş yapın.
2 Son güncellemelerini almayan android cihazlarda codec ses problemi yaşanıyor özellikle bu sorunu yaşayanlar firefox uygulamasını indirip bu sorunu çözebilir.
3 Sık sık tarayıcı geçmişinizi, çerezlerinizi temizleyin.
Yorumlar
0 Yorum
Film Bilgileri
29 yıl önce eklendi
Daha önce televizyonlarda gösterilen sevilen dizi sekizinci kere sinema filmine konu oluyor. Bilim kurgu tarzının klasiklerinden sayılan serinin bu yeni sinema uyarlamasında Kaptan Jean Luc Picard, yeni bir görev alan Enterprise (Atılgan) mürettebatına komuta ediyor. Kaptan ve mürettebatı dünyanın gerçek geleceğini yeniden kazanmak için yarı makina, yarı organik yaratıklar olan kötü Borg ırkına karşı savaşmak zorundalar.
Yapım Yılı
1996
Orjinal Adı
Star Trek: First Contact
Bütçe
$ 46,000,000
Gişe Hasılatı
$ 146,027,888
Oyuncular

Patrick Stewart
Captain Jean-Luc Picard

Jonathan Frakes
Commander William T. Riker

Brent Spiner
Lieutenant Commander Data

LeVar Burton
Lieutenant Commander Geordi La Forge

Michael Dorn
Lieutenant Commander Worf

Gates McFadden
Commander Beverly Crusher

Marina Sirtis
Counselor Deanna Troi

James Cromwell
Dr. Zefram Cochrane
Bunlara da Bakın
Serinin diğer filmleri
Film Türleri
Son Yorumlar

film güzeldi fakat hic gerilmedim gerilsem guzel olurdu kızın bu kadar cabuk anlaması hersey bi anda gelisti konusu cok guzel cok daha iyi bi is yapabilirlermis alelaceleye gelmis gibi olmus resmen sonuda cok yarım kaldı siwan bence polisin cocugu falan cıkmalıydı cok bos olmus sonu
Beyler baya yakiooo waaw oldum kizlar gurubunu baya bi begendim cok guzel sezlendirilmis ve baya iyi sarkilari varmis zoeye asik oldummmk mirayada ayni sekildeeee

Bir şüphenin kıymetini hiç böyle sorgulamamıştım... O sekiz sıradan insan; öğrencisi, emeklisi, ev kadını ve diğerleri bana unuttuğum bir gerçeği hatırlattı. Adalet, cüppelilerin tekelinde değil, sokaktaki insanın yüreğinde filizlenir. Profesyonellerin küçük detay diye burun kıvırdığı şeylerin, bir insanın hayatını kurtarışıydı. O savcılar, o hakimler, o kalın dosyalar... Hepsi bir jüri'nin "Ama bu nasıl olur?" sorusu karşısında toz oldu. Çünkü gerçek adalet parşömen kağıtlarda değil, insanın içindeki doğru'yu arama cesaretinde saklıymış. Yargılandığı kürsüden özgürlüğe uzanan o bir saniyelik bakış, tüm filmi özetledi zaten. Sistem kusurludur, insan değildir! O babayı kurtaran, kanun maddeleri değil, kalbi hala iyilikle atan kişilerdi. Kaç kez medyanın manipülasyonuyla suçlu ilan etmiştim birini? Kaç kez zaten o tipler hep böyle deyip geçmiştim? O jüri sandalyeleri aslında hepimizin oturduğu yer. Gözümüzün önündeki insanları giysilerine, mahallesine, geçmişine bakarak mühürlüyoruz. Ve bu mühür, bir ömür sökülmeyen bir dövme oluyor. Bu film bir ders değil, vicdana çakılan bir çividir. Unutmayın, argılamak kolaydır ama adalet aramak insan olmanın bedelidir.